KUSSO 19
  ALEVILIK NEDIR ?
 

  

Alevilik nedir?  

Alevilik, Hz. Ali'yi sevmek, onun yolundan gitmektir. Sadece Anadolu`da Aleviler değil, Mısır'da Fatimiler, İran'da Şiiler, Pakistan'da İsmailiye mezhebi, Ebubekir yerine Ali'yi halife olarak görmek isteyenlerdir. Alevilik bir mezheptir, bir yaşam biçimi, bir düşünce akımıdır. Hazreti Muhammed'i tanımak ama ölümünden sonra diğer halifelerin değil, Ali'nin yolundan gitmektir. Aleviler Caferi mezhebindendir.

 

Ama Alevilik, belki de Mısır ve İran'dakinin tersine, fazlası ile Anadolu'ya ve Anadolu'nun Türkmen halkına özgü bir tür İslamdır. Orta Asya'dan gelirken kendi şamanist inançlarına Ali tarftarı olmayı da katan bu göçebe Türkmenler, 13. yüzyıldan itibaren Anadolu Selçuklu, Osmanlı, Safevi ve Türkiye Cumhuriyeti gibi dört devletin kuruluşunda pay sahibi olmuş; Babailer, Şeyh Bedredin, Kalender Çelebi, Şahkulu, Baba Zünnun olarak ayaklanmalarda kırmış kırılmış; Hıristiyan Rumlar'dan Gregoryen Ermeniler'e ve Şafii Kürtler'e kadar farklı din ve milletten insanla yoğrulmuş; Yunus Emre, Ahi Evran, Hacı Bektaş, Geyikli Baba gibi yüzlerce farklı düşünür, ozan ve önderin etkisinde kalmış; Yavuz Selim'den IV. Murat'a, Kuyucu Murat Paşa'dan Köprülü Mehmet Paşa'ya kadar yüzlerce iktidar sahibi tarafindan kıyılmış; Ebusuud Efendi'den Mevlana Hayder'e kadar değişik değişik din adamının fetvası boynuna asılmış... Ezcümle, 800 yıldır bu coğrafyanın tarih ve siyaseti içinde yoğrulmuşlar. Bunun üzerine de Rafiziler'in, Hurufiler'in, Sufiler'in, Kalenderiler'in... ve hatta Sünniler'in getirip koyduklarını ekleyerek, kendi İslamlarını yaratmışlar: Bir türlü Anadolu İslam'ı; yani Alevilik. 

Alevilik nasıl doğdu ? 

Hazreti Muhammed'in 632 yılında ölümünün ardından, yerine kimin geçeceği tartışmaları başladı. Ortada yazıya dökülmüş bir belgenin olmaması doğal olarak iktidar savaşlarını başlattı. Kimilerine göre gelenekler, kimilerine göre soy olarak Hazreti Muhammed'e yakınlık, kimilerine göre ise bilgi önemli idi. Gelenekçilere Ebubekir, yakınlık ve bilgi düzeyini savunanlara göre Peygamber'in amcasının oğlu ve damadı olan Ali halife olmalıydı. Hatta, kimi hadislere göre Hazreti Muhammed Veda Haccı'nda binlerce kişinin önünde, "Benden sonra sizin imamınız Ali'dir" demişti. Ancak halife, Ebubekir oldu. İkinci halife Ömer ve üçüncü halife Osman'ın ölümünden sonra yeni bir halife adayı ortaya çıkmayınca, yani tam 24 yıl sonra 656 yılında Ali halife oldu. Ali'nin Hariciler tarafından öldürtülmesi sonucu halifeliğe Muaviye geçti. Kendinden sonra da oğlu Yezid'in halife olacağını ileri sürdü. Ancak Ali'nin oğlu Hüseyin bunu tanımayınca Kerbela'da öldürüldü. Hilafeti hak edenin Ali olduğuna inanan Alevilik böyle ortaya çıktı. 

Aleviliğin yaşam felsefesi nedir?

Alevilikte herşey sevgiye, kardeşliğe dayanır. Din, dil, ırk, mezhep ayırımı yapılmaz, insanlar düşüncelerinden, inançlarından dolayı ayıplanmaz.

 

Alevilik, bağımsız düşünceye, özgür davranışa, çağdaş olmaya uygun bir yaşam biçimidir. "Eline, beline, diline sahip ol", "Koymadığını alma, görmediğini söyleme", "İncinsen de incitme", Döktüğünü doldur, ağlattığını güldür, yıktığını yap" ilkeleri, Aleviler'in yaşam felsefesini oluşturur. Haksızlıkları vurarak kırarak değil, türküler, deyişler, ezgiler söyleyerek protesto ederler. Bugüne kadar Pir Sultanların, Nesimilerin yaptığı gibi.. 

Mum söndü nedir?

  Mum söndü, halk arasında "Ana-bacı tanımayan Alevilerin toplu seks alemidir" şeklinde tarif edilir. Ancak bu yüzyıllık yanlışlık, Alevilerin büyük şehirlerde baskılardan kurtularak kendilerini ifade etmeleriyle düzeltilmiştir. 

Aleviler, cem ayinlerinde, cem meydanını aydınlatmak için mum yakar ve cemin bitiminde söndürürler. Ancak onlar kadın erkek eşitliği meselesini 1400 yıl önce çözdükleri ve ibadeti de kadın erkek birlikte yaptıkları için, haklarında böyle yanlış söylentiler çıkarılmıştır.

Bu iftira aleviler kötülemek icin

yapilmis onlarin ibadetlerine gölge düsürmek icin uydurulmustur.

Bir diger nedenide alevilerin ibadetlerinin yani cem olayinin gizlilik icinde yapilmasidir cünkü eskiden beri baski yapilmakta cem evleri basilmaktaydi bu yüzden disarda bir kac görevli bekci birakilir herhangi bir baski zülüm olmamasi icin ortalikk karartilirdiki yeni cinayetler islenmesin.

 

Aleviler dinsiz midir?

Aleviler Allah'ı tanırlar. Hazreti Muhammed'in son peygamber olduğuna, Hazreti Ali`nin ise veliliğine inanırlar. Bu inançlarını, "Ya Allah, ya Muhammed, ya Ali" üçlemesiyle dile getirirler. Ancak ibadet şekilleri farklıdır. Örneğin ramazan ayında değil, muharrem ayında oruç tutarlar. Orucu bir ay boyunca değil, 12 gün tutarlar. İbadetlerini gece ve özellikle kışın yaparlar. Bunun nedenini, Rum Suresi'nin 20'nci ve 7'nci ayetiyle açıklarlar: "Rabbin senin gecenin üçte ikisinde, bazen de gecenin yarısında, bazen de üçte birinde seninle beraber bulunan bir toplulukla birlikte ibadet ettiğini bilir. Çünkü senin gündüz uzun uzun işlerin vardır". 

Aleviler namaz kılarlar mı?

Kılarlar ancak namazları da farklıdır. "Kuran"da ibadetin tarifi yoktur. Beş vakit namaz yoktur. Kuran'da dua et, Allah'a dua et. Atın üzerinde, devenin üzerinde, yürürken, yanüstü yatarken, sırtüstü yatarken Allah'a dua edebilirsin yazar" derler. O nedenle, kendilerini nerede Allah"a yakın hissederlerse, orada ve Türkçe dua ederler. Bu onlar için namazdır. Alevi felsefesi insanı kutsal kabul eder. O nedenle Aleviler namaz kılarken halka halinde, birbirlerine dönüktürler. İnsanlar insanın yüzüne secde eder. 

Aleviler hacca gider mi?

Alevilere göre insan, Tanrı'ya yakınlaşmak için belirli yerlere gitmekten ziyade kendine dönmeli, herşeyi kendinde aramalıdır. Anadolu Alevileri ve Bektaşilerin en büyük piri olarak kabul edilen Hacı Bektaş-i Veli, bunu "Her ne ararsan kendinde ara/ Mekke'de Kudüs`te Hac'da değil" sözleriyle anlatır. Bu sözlerle aynı zamanda ibadette şekilcilik de eleştirilir. Yine Hacı Bektaş-i Veli'ye ait olan "Benim kıblem insandır" sözü de bu yaklaşımı destekler. Ancak Aleviler de kendileri için kutsal sayılan yerleri ziyaret ederler. Örneğin Hacı Bektaş-i Veli'nin Hacıbektaş kasabasındaki dergahı, bugün de her yıl binlerce Alevi'nin toplandığı ve Hacı Bektaş'ı andığı törenlere evsahipliği yapar. 

Kerbela olayı nedir?

Kerbela, Hazreti Ali'nin oğlu Hüseyin ve yakınlarının Ebu Vakkas kumandasındaki ordu tarafından sıkıştırılarak öldüğü yerin adıdır. Hüseyin, Muaviye`nin oğlu Yezid'i halife olarak tanımadığı için, Kerbela'da aç ve susuz bırakılmış ve öldürülmüştür. 

Cem ayini nedir?

Genellikle perşembeyi cumaya bağlayan gece yapılır. Alevilik felsefesine ihanet edenler, Cem'e alınmaz. Dede sorar: "Eline, beline, diline, imanına eşine, işine sadık mısın?" Sonra cemaate sorar. Cemaat "Hak eyvallah dede. Biz bir şeyini görmedik Allah için" der. Herkesin birbirinden rızası alınır. Bu bir tür halk mahkemesidir. Eğer birbirinden şikayetçi olan varsa, onların sorunları dinlenir ve mesele çözülür. Daha sonra Semah dönülür, Aşıklar saz çalar, deyişler söyler. Dede Alevilik felsefesi üzerine konuşmalar yapar. Sofranın kurulması ve lokmanın yenmesiyle cem biter. 

Semah nedir?

Semah, Aleviler'in temel ibadeti olan cem ayininin ayrılmaz bir parçası, dini bir danstır. Anadolu'nun farklı bölgelerinde farklı isimler ve figürlerle dönülmesine rağmen, genel olarak belli bir kalıbı vardır. Kadın-erkek birlikte, sazla çalınan deyişler ve semahlar eşliğinde ritmik hareketlerle dönülür. Bir daire yaparak dönülen semahlar olduğu gibi karşılıklı durarak, birbirlerinin yerine geçerek.... dönülen semahlar da vardır. Bir eğlence gibi görülmemesi için "Semah dönmek" seklinde tabir edilir. 

On iki imam kimdir?

Hazreti Ali, oğulları ve torunları 12 imam adıyla anılır. 12 imamın sırasıyla isimleri şöyledir: Ali, Hasan, Hüseyin, Zeynelabidin, Muhammed Bakır, Cafer-i Sadek, Musa Kazım, Ali Rıza, Muhammed Taki, Ali Naki, Hasan Askeri, Mehdi. 

Ehl-i Beyt nedir?

Alevilerin ibadetlerinde sık sık ismini geçirdikleri Ehl-i Beyt, Hazreti Muhammed ve en yakınlarıdır. Yani Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'dir. Hz. Muhammed'in ev hali anlamına gelen Ehl-i Beyt, Sünnilik'te de önemli bir kavramdır. Ancak Şii inancı, Ehl-i Beyt'e çok büyük önem verir. 

Kızılbaşlık nedir?

Kızılbaş, Aleviler'e verilen bir addır. İran'da Safeviler hanedanını kuran ve İmamiye'yi resmi mezhep olarak benimseyen Erdebiliye tarikatı şeyhleri ile bu tarikata bağlı olanlar kızıl tac giydikleri, kızıl sarık kullandıkları için Kızılbaş olarak adlandırılmışlardır.

 

Anadolu Alevileri de kendilerini Erdebil Ocağı'na bağlı sayarlar. Dolayısıyla Kızılbaş olmak, onlar için bir hakaret değildir. Ancak Aleviler'i aşağılamak isteyenler, yüzyıllardır anlayamadıkları bir biçimde ibadet eden bu insanları Kızılbaş olarak adlandırmışlardır. Bu adlandırma içinde Kızılbaşlık, çok yanlış olarak ana-bacı tanımayan, aile içi cinsel ilişkide bulunan kişi anlamına gelir. Aleviler, kendi içlerine kapalı bir yaşantı sürdürmekten vazgeçip örgütlü güçleriyle ortaya çıktıkça, bütün bu önyargıları kolayca yok edeceklerdir. 

Anadolu'da Alevilik nasıl ortaya çıktı?

Alevilik, göçebe Türkmenler'in Müslümanlığı kabul etmeden önceki dinleri olan şamanizmden taşıdığı etkileri Ali taraftarlığı ile birleştiren kendine özgü bir din ve yasam tarzıdır. 9 ve 10. yüzyıllarda Müslümanlığı kabul etmelerinden sonra Anadolu'ya gelen Türkmenler'in, getirdikeri dinlerine Anadolu'dan da katılan renklerle Anadolu Aleviliği ortaya çıktı. 

Hacı Bektaş-ı Veli kimdir?

Anadolu'da Aleviliğin en büyük piri olan Hacı Bektaş-ı Veli, Anadolu Selçuklu devleti'nin son yıllarında Anadolu'ya kardeşi Mintas ile birlikte gelmiş ancak Baba İlyas'ın müridi olduğu halde Babailer isyanına katılmamıştır.

 

İnsan sevgisini ve insana saygıyı en büyük düstur kabul etmiştir. "Benim kıblem insandır" sözü ile bunu gösterir. anadolu'da eşitlikçi, paylaşımcı ve ayrımcılığa karşı düşüncenin tohumlarını yeşertmiştir. İbadette şekilciliğe karşı oluşunu, "Her ne ararsan kendinde ara/ Kudüs'te, Mekke'de, Hac'da değildir" sözü ile göstermiştir. Anadolu insanı üzerinde büyük etkisi olan Hacı Bektaş Veli, yetiştirdiği dervişler ile Anadolu'nun dört bir yanına kollarını uzatmış, fikirleri ile kendinden yüzlerce yıl sonra gelenleri bile etkilemiştir. Osmanlı Beyliği'nin ilk yıllarında Yeniçeri Ocağı Hacı Bektaş dergahına bağlanmıştır. 

Pir Sultan Abdal kimdir?

Pir Sultan'ın kimliği üzerine araştırmacılar henüz fikir birliğine varmış değiller. Pir Sultan bir kişi mi, birden fazla kişi mi? ne zaman doğdu, ne zaman öldü? Kendisini astıran Hızır Paşa hangi Hızır Paşa? Herhangi bir isyana katıldı mı? Katıldı ise hangisi? Bu sorular henüz cevap bulamadı. Ama çok önemli değil belki de...

 

Pir Sultan Abdal bir tane de osa, birden fazla da olsa, şu ya da bu tarihte ölmüş, şu ya da bu isyana katılmış da olsa adı her zaman Anadolu`nun Alevi halkı arasında bir Pir olarak dolaşmış, deyişleri, semahları ile halkın gönlünde yer etmiş, her zaman Kuygusuz Abdal, Nesimi, Hatayi, Harabi gibi Alevi-Bektaşilerce sevilen ve sayılan ozanların yanında anılmış biri. Hem derviş, hem abdal, hem ozan. Ama aynı zamanda sade bir Anadolu köylüsü.

 

Hakkındaki bilgilerin emin olduğumuz yani şu; Sivas'ın Banaz köyünde yaşamış, halk ayaklanmasına katılmış ya da önderlik etmiş veya desteklemiş ve bunun için de Sivas Valisi Hızır Paşa tarafından astırılmış. Ölüm tarihi, büyük olasılıkla 1548-1551 arası.

 

Pir Sultan, dostuna ve davasına sonuna kadar bağlı, dostunun en küçük bir hareketinde incinen, zalime ödün vermez, yolundan dönmez birisi olarak bilinir. 

Yavuz Sultan Selim döneminde Alevilere nasıl davranıldı?

Osmanlı Devleti ile İran'daki Safevi devleti arasındaki en bunalımlı dönem, Yavuz dönemidir. Yavuz, devletini doğuya doğru genişletmek istiyordu, Karşısındaki en önemli güç de Safeviler idi.

 

Orta ve Doğu anadolu'da yaygın olarak bulunan Türkmenler, Safevilerle hem aynı etnik kökenden geliyorlardı, hem de benzer dinsel inançlara sahiptiler. Anadolu Türkmen Alevi halk "nezir" denen dinsel vergisini Safeviler'e gönderiyordu.

 

Şah İsmail'in halifeleri de Anadolu'nun Türkmen ve Alevi halkı içinde Safevi propagandası yapıyorlardı. Yavuz, daha Trabzon ve Amasya valilikleri döneminde babası Bayezid'in aleviler'e tavrını fazla yumuşak buluyordu. Tahta geçtiğinde de bu görüşlerinin gereğini yaptı. Yavuz dönemi, Aleviler'in en çok baskıya uğradığı dönemlerden biri oldu. Üstelik Yavuz dönemi, halifeliğin Osmanlılar'a geçtiği dönem olarak devletin Sünni temellere oturduğu dönemdir. 

Yavuz tahta geçtiğinde Safevi devletinin durumu nasıldı?

Şii Türkmenler'e dayanarak kurulan Safevi devleti, Şah İsmail zamanında İran'ın siyasal birliğini sağlamıştı. Devletin kuruluşunda, Anadolu'dan İran'a göçen Türkmenler'in oldukça büyük bir rolü vardı. Yavuz zamanına kadar çok belirgin bir hal almasa da Sünni bir devlet olan Osmanlı Devleti'nin baskısını üzerinde hisseden Aleviler için Safevi Devleti, bir umut kaynağı oldu.

 

Aynı zamanda Şah İsmail, Akkoyunlu Devleti'nin akrabası olarak Anadolu'da hak iddia ediyor ve tüm Türkmen kökenli boylar ile Batini-Alevi kesimlere kucak açıyordu. Bu çağrıya sadece köylüler değil, Amasya valisi Şehzade Şehinşah gibi kimi Osmanlı şehzade ve beyleri bile cevap veriyorlardı. Bu durum, Osmanlılar için tehlikeli bir gelişme anlamına geliyordu. 

Yavuz tahta çıkınca Alevilere karşı hangi önlemleri aldı?

Yavuz, tahta çıkınca ilk olarak Safeviler sorununu çözmeye karar verdi. Safeviler üzerine sefere çıkmadan önce de Anadolu'da Safeviler'in uzantısı olarak gördüğü Aleviler konusunda önlem almak istedi. İlk yaptığı şey, Anadolu'da Aleviler'in bir listesini çıkarttırmak oldu. Sonra da Aleviler için Müftü Hamza Efendi'den bir fetva alarak kıyım emrini verdi. Müftünün verdiği fetvada Kızılbaşların kafir ve dinsizler topluluğu olduğu, onlara yardımcı olanların da kafir ve dinsiz oldukları, bunları kırıp topluluklarını dağıtmanın bütün Müslümanlar'ın görevi olduğu, bunların tövbe ve pişmanlıklarına inanmamak ve tümünü öldürmek gerektiği söyleniyor, "Bu topluluk hem kafir, hem imansız, hem de kötülük yapıcı olduklarından öldürülmeleri gerekir" deniyordu.

 

Bu fetvayla da yetinilmedi. Yavuz ayrıca İbni Kemal'e Rafizilerin suçlanması ve yokedilmesi konulu bir risale yazdırdı. İbni Kemal bu risalesinde "Kızılbaşın malının helal, nikahının geçersiz" ve "Kızılbaş ödürmenin caiz" olduğunu savunarak I. Selim'in isteklerine kapı araladı.

 
  Heute waren schon 1 ziyaretçi (1 klik) hier!  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden