KUSSO 19
  ATA SÖZLERI
 

Açik kalple konusan düsman, içinden pazarlikli dosttan daha iyidir.

Adaletsizlik eden, adaletsizlige ugrayandan daha mutsuzdur.

Agaç canli kaldigi sürece meyve verir; insan ise, zafer meyveleriyle canliligini sürdürür.

Zafer duygu ve düsüncesinden mahrum birakilinca da, hemen pörsür ve söner. Agaç zorla meyve vermedigi gibi, insan da zorla irsat olmaz.

Zorla yapilan is, semere vermez. Ahmagin kalbi dilinin ucunda, akillinin dili sinesinin en uç burcundadir.

Akildan daha iyi mal, cehaletten daha büyük musibet, mesveretten daha saglam istinatgah(dayanacak-güvenecek yer) yoktur.

Akilli adam aklini kullanir. Daha akillisi ise baskalarinin aklini da kullanir.

Akilli adam, kurnaz adamin içinden çikmaya ugrastigi güç durumlara daha bastan girmeyen adamdir.

Akilli kimselerle kavga etmek, akilsizlarla tatli yemekten daha kolaydir.

Akilli olana bir isaret yeter. Akilsizlar hiçbir zaman huzursuzluk duymazlar.

Alim kisinin hatasi, geminin delinmesi gibidir.Hem kendisi hem içindekiler (ona tabi olanlar) batar.

Alimle gezen aziz, cahille gezen zelil olur.

Alkisi en sessiz sekilde karsilayan alkisi hak etmis demektir.

Allah rizasi gösterilmeyen hiçbir seyde hayir yoktur.

Allah'a dua et ama, kiyiya dogru kürek çekmeyi de ihmal etme.

Allah'i tanimayanin basinda dünya dolusu bela vardir.

Allah'i taniyanin dünyasi nurla ve manevi sürurla doludur.

Allah'im senden baska hiçbir seyi olmayan ben, senden baska her seyi olanlara acirim.

 Allah'in verdigi tasar dökülür, kulun verdigi basa kakilir.

Aptallarla tartismayin, görenler aranizdaki farki anlamayabilirler.

 Bir beyit : Arif isen etme bu fani cihana itibar Görmedi kimse vefasin olmadi hiç paydar Açiklama: Irfan sahibi isen bu fani dünyaya itibar etmezsin. Çünkü bugüne kadar hiç kimse onun vefasini görmedigi gibi, hiç orada ebedi kalmis olan da yoktur.

 Arkadas ugrunda ölmek kolay, fakat ugrunda ölünecek arkadasi bulmak zordur.

 Asla birilerinin umudunu kirma.Belki de sahip olduklari tek sey odur.

Ayagi kirilmis bir kus, kanadi sakatlanmis bir leylek, kim bilir hangi merhamet erini ta cigerinden vurdu ki; menziline varamamis garip kuslar için, huzur evi yapar gibi, ona, hayvani barinaklar yapma fikrini ilham etti.

Bakacak yüze basilmaz, basilacak yüze bakilmaz.

Bana, hürriyetlerin en büyükleri olan düsünce, inanç, vicdan hürriyetlerini verin.

Barisi korumanin en iyi yolu, savasa hazir olmaktir.

Baskalarini ezerken, seni ezebilecek bir gücün bulundugunu da katiyen hatirdan çikarma!

Baskalarinin acilarindan ve geçmis felaketlerinden ders alanlar, mutlu olurlar.

Baskalarinin ayiplarini arastirmayi terk eden, kendi ayiplarini görüp düzeltir.

Biçak yarasi onulur, dil yarasi onulmaz.

Bilen faydali, bilmeyen zararlidir; az bilen ise bilmeyenden daha zararlidir. Tam bilenlerle, hiç bilmeyen nadiren aldansalar da aldatmazlar; az bilen çok aldatir.

Bilge konusur, çünkü onun söylemek istedikleri var; ahmak konusur, çünkü kendisinin bir sey söylemek mecburiyetinde oldugunu zanneder.

Bilgisiz insanin düsmani, kendi bildigi ve yaptigidir; baska düsmani olmasa bile, bu ikisinin gailesi ona kafidir.

Bilmek zati bir deger ifade etse de, çok defa talibinin omuzun da bir yük ve vebaldir. Hele her seyi bilmek isteyenlerin ve sirf bilmis olmak için ilim edinenlerin bilgisi, onlari birer malumat hamali yapmaktan baska bir seye yaramayacaktir. Bir Beyit : Binlerce top ve tüfek, yapamaz asla, Gözyasinin seher vakti yaptigini. Düsman kaçiran süngüleri çok defa, Toz gibi yapar, bir mü'min'in duasi.

Bir aptali yanildigina inandirmanin tek yolu; onu kendi bildigine birakmaktir.

Bir baska alemin bekleme odasidir bu dünya. Bir çiçek koparsa bir kisinin, kopmazsa bin kisinindir. Bir devlet; inançli, zeki, kuvvetli ve dinamik fertlerle temsil edildigi ölçüde güçlü ve istikrarli, dolayisiyla da talihli sayilir. Bir düsman çoktur; fakat bin dost azdir. Bir insanin en basta elde etmeye çalistigi ilim; iman ilmi olmalidir. Zira, ilimlerin esasi, ilimlerin sahi ve padisahi; iman ilmidir. Bir kimseye zulmetmeye gücün yettiginde, Allah'in gücünün de sana yetecegini düsün. Bir kömürcünün nikahli karisi, bir prensin metresinden daha yüksektir ve saygiya daha layiktir. Bir söze sabredemeyen, çok söz isitir. Bir sürü için, o sürü köpeginin kurtla arkadaslik etmesinden daha büyük bir bela yoktur. Bir seyi bulunmadigi yerde aramak, onu aramamak demektir. Bir seyin var olmasi, sekillenmesi ve olgunluk çagina ermesi için, ne kadar ceht ve gayret gerekli ise, hayatiyetini devam ettirmesi ve varligini sürdürmesi için de, en az o kadar, belki daha fazla servet, öze baglilik, ask ve vecde ihtiyaç vardir. Bir tek kimseye yapilan adaletsizlik, herkese çevrilmis bir tehdittir. Bir toplumun dirlik ve düzeni, yani ilahi tevkifin onlarla beraber olmasi, ancak ve ancak o toplum fert ve hiziplerinin anlasip uzlasmalarina, hiç olmazsa birbirleriyle sulh olup ihtilafa düsmemelerine baglidir. Birisi ile dostluk kurmak istiyorsan önce onu öfkelendirecek bir sey yap, sayet öfkeli iken sana insafli davranirsa ona yaklas. Insafsiz davranirsa ona uzak dur. Bol bol tebessüm et, gülümse. Hem maliyeti sifirdir, hem de bedeline paha biçilmez. Büyük insanlar, yeryüzünün aydinlanabilmesi için yakilan meteorlardir. Büyük insanlarin hayat hikayelerini okurken, ilk zaferlerini kendilerine karsi kazandiklarini görmüsümdür. Hepsin dede öz disiplin basta geliyordu. Büyüklerin sözü, sözlerin büyügüdür. Canavarca düsüncenin elinde daima denizler bataklik, akarsular zift kanali ve atmosfer kirden bir tavan haline gelmistir ve gelecektir de... Cesaret muharebe meydaninda, yumusak huyluluk da öfkeyi gerektiren esbap karsisinda belli olur. Cesur ve atak ol. Geriye dönüp baktiginda yaptigin degil, yapmadigin seyler için pismanlik duyacaksin. Cevizin kabugunu kirip özüne inemeyen, cevizin hepsini kabuktan ibaret zanneder. Cevizin kabugunu kirip özüne inmeyen, cevizin hepsini kabuk zanneder. Çagrilan yere erinme, çagrilmayan yere görünme. Çalismadan ele geçen seyler, devamli ve kalici olmaz. Çile, yüce hedeflere varmanin ve yüksek neticeler elde etmenin tek yoludur. Çilenin olmadigi yerde ne olgunlasmadan, ne ruhla bütünlesmeden bahsedilemez. Çogu insan basariyi almak olarak düsünür. Oysa basari vermekle baslar. Daima kendi menfaatini göz önünde bulunduran kimse, pek çabuk düsman kazanir. Bir beyit: Devlet cihanda sanma cem-i maldir Akil olana mansib-i devlet kemaldir Açiklama: (Devlet denilince sakin aklina yalnizca mal biriktirmek gelmesin. Akilli olana en iyi devlet makami, olgunluktur.) Dost sanma, sanli vaktinde dost olani; dost bil, gamli vaktinde elinden tutani. Dostluk ve ülfet, ancak külfet sebebiyle sona erer. Dünya gömlek degistirecegi zaman olaylar kaçinilmaz olur. Dünya hayatini, oruçla geçirdigin bir gün gibi kabul et; ölümle iftar edecegini düsün. Dünya terzi dükkani gibidir. Ölçüyü veren gider. Dünyaya geldigin zaman, sen aglarken çevrendekiler gülüyorlardi. Öyle bir hayat sür ki öldügünde çevrendekiler aglarken sen gülümseyerek ahrete gidesin. Dünyayi taniyan kimse, ne onun genisligine sevinir, ne de sikintisina üzülür. Düsman isterseniz, dostlarinizi geçmeye çalisiniz. Dost isterseniz, birakin, dostlariniz sizi geçsin. Düsmanin karinca kadar olsa bile onu fil kadar gör. Düsmanini bagislarsan, düsman diye bir sey kalmaz Elimizde olanlari çok seyrek seyrederiz; elimizde olmayanlari ise daima. Emek ve sevgiyi birlestirdiginizde gerçek basari kendiliginden gelir. En iyi yönetim, kendi kendimizi yönetmeyi bize ögretebilecek yönetimdir. En korkunç hakimiyet, bilgisizligin hakimiyetidir. En küçük seyi, en büyük biçimde yapmasini ögrenmek gerek. Encami düsünülmeden karar verilen islerin âkibeti çok defa nedametle noktalanir. Erkekler iffet sahibi olunuz ki, kadinlarinizda namuslu olsun. Evlatlarinizi yarinlarin sartlarina göre yetistirin! Çünkü, onlar sizin devrinizin degil, ileriki devrin insanlaridirlar. Evlenme-bosanma isi sirf kadinlara kalsaydi bir tek nikahli kalmazdi. Evlilikte basari, yalniz aranan kisiyi bulmak degil, ayni zamanda aranan kisi olmaktir. Evvela yikip, sonra yapma planini hazirlamayi düsünenler, ihlasli da olsalar, büyük ihanet içindedirler. Mücerret bir seyin olmasini istemek bir ise yaramadigi gibi, yolunda isteyememek ve gayret edememek de hiçbir ise yaramayacaktir. Hamiyet ve gayretimiz irfanla mücehhez olmaz, azim ve irademiz derin bir tetebbu ve vukufa dayanmazsa, fayda yerine zarar getirebilir. Fasik dahi olsalar, cömertler sevilir... Salih dahi olsalar, cimrilere nefret vardir. Fazilet bilimin çoklugunda ve ilmin faydalisindadir. Fert ask, hassasiyet, iç düzenleme ve kendini hesaba çekmede ihmal gösterir; toplum da, kendisi için tehlike arz eden faktörleri bastan sezemezse, o millet ve o toplum için ölüm emareleri belirmeye baslamis demektir. Fertleri, içten içe yanmis ve karbonlasmis bir toplumda, ne canlilik, ne sihhat ve ne de elde ettikleri nimet ve imkanlari degerlendirerek, yeni lütuflara liyakat kazanma ve yeni ufuklara dogru açilma, asla söz konusu degildir. Fikre bir aydinlik, ruha kanatlanma vaat etmeyen her türlü kaba belleme ve ezbercilik, benligi asindiran bir törpü ve kalbe indirilmis bir darbedir. Gelecege karsi gözü kapali kalmak bir kötülük ise, geçmise karsi alakasizlik da bir talihsizliktir. Evet, sadece mazinin türküleriyle avunanlar gözü bagli nasipsizler, geçmisin mirasini bütünüyle reddedenlerde bir kisim köksüzlerdir. Gençlerin aynada gördügünden daha fazlasini ihtiyarlar bir tugla parçasi üzerinde okurlar. Gerçek dostlar iyi günlerde davet edilince sizi ziyaret ederler. Kara günlerinizde davetsiz gelirler. Görkem odur ki, onu baskalari begenir. Fazilet ve kahramanlik odur ki, onu düsmanlar dahi takdir eder. Gurur, hezimetten önce gelir. Gururu birak, aczini anla, malikini tani, vazifeni bil dünyaya ne için geldigini ögren. Günah bir iç çöküntü, bir terslik ve fitratla zitlasmadir. Günaha giren kimse, kendini, vicdani azaplara ve kalbi sikintilara birakmis bir talihsiz ve bütün ruhi meleke ve kabiliyetlerini seytana teslim etmis bir zavalli ve talihsizdir. Günah insana bahsedilen bilumum istidat ve yüce duygulari söndüren bir firtina ve kalbi hayati çepeçevre saran zehirli bir dumandir. Bu firtinaya maruz kalan kurur; bu zehirli havayi teneffüs eden de ölür. Günah, aheste aheste eser insanin içine ve nefsi, bir meltem oksayisiyla oksayarak, gider taht kurar gönlüne. Sonra da, insanin duygularini öylesine baski altina alir ki, gayri ondan kurtulmak, kuvvetli bir azim ve gaybi bir inayet eline kalmistir. Güzel sözler, petekten damla damla sizan bala benzer. Bunlar insanin ruhuna tat verir. Güzel seyler, ancak, simasi hakikat gamzeden, bakislari alabildigine derin ve çiraklarina verecegi her seyi gönül mensurundan geçiren muallim tarafindan verilebilecektir. Hakiki sevgi; iyilik gördügünde artmayan ve kötülük gördügünde de eksilmeyendir. Hayat ancak bir hedefi, bir yönü ve disiplini oldugu müddetçe bereketli olabilir. Hayati seviyorsaniz zamani bosa harcamayiniz. Çünkü, zaman hayatin kendisidir. Hazmedilmeden ve milli sekle sokulmadan millete aktarilan seyler, kusun yavrularina yedirdigi gaseyan gibi olacaktir ki; bu da kendimize has seciye ve tabiatin ifsat edilmesi demektir. Her zaman ara, bugün altin ararken bakir bulursun, yarin bakir ararken altin bulursun. Heves ve öfke aninda hiçbir is yapma! Her iki halde de disini sik, sabret! Hiç kimse basari merdivenini elleri cebinde tirmanmamistir. Hiç yanlislik yapmayan biri, hiçbir is yapmamis demektir. Hiçbir arkadas arkadasligin gerektigi imtihani verinceye kadar arkadas degildir. Hiçbir kuvvet sizi bir düsmaninizla dostunuzun beraber çalismasi kadar sarsamaz. Biri hakkinizda iftiralar yayar, öteki ise havadisi kulaginiza getirir. Iftira kötü bir köpek gibidir. Kaçanin ardindan ürür, pervasizca yüzüne baktin mi sesini keser. Ilim gida gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardir, faydasi da herkesedir. Ilimsiz bir geçmis olmadigi gibi, ilimsiz bir gelecek de tasavvur edilemez. Her sey netice itibariyle ilme baglidir. Ve o olmadan dünyanin insana verecegi hiçbir sey yoktur. Ilmiyle amel etmeyen alimin, ilmine güvenilmez. Imam-i Gazali'ye soruldu: Bilgide bu dereceye nasil ulastin? Cevaben: Bilmediklerimi çekinmeden sormakla... Denildi. Iman ve ümit huzurun ilk sartidir. Vicdani yücelige erememis, orada kendi cennetini kuramamis kimselerin huzurlu olmasi düsünülemeyecegi gibi, gelecegi ümitle bekleyen ve mutlu istikbalin hazlariyla gönlünde cennetler kuranlarin da huzursuzlugu düsünülemez. Insan her seyi ile anlasilmasi güç bir varliktir. Gariplik ve tuhafliklari dünyaya gelisiyle baslar ve devam eder. Insanin hakiki asaleti, faziletten gelir. Dogustan degil. Insanlara karsi müsamaha yolunu tikayanlar insanligini yitirmis canavarlardir. Bir kere olsun, kendi günahinin muhasebesiyle iki büklüm olmamis bu hoyratlar, hiçbir zaman affedicilikteki yüce zevki idrak edemeyeceklerdir. Insanlara karsi müsamaha yolunu tikayanlar insanligini yitirmis canavarlardir. Bir kere olsun, kendi günahinin muhasebesiyle iki büklüm olmamis bu hoyratlar, hiçbir zaman affedicilikteki yüce zevki idrak edemeyeceklerdir. Insanlik, melegin elindeki silahtan zarar görmemistir. O, zarari, canavar ruhlardan, hakki kuvvette görenlerden, doyma bilmeyen hirslardan görmüstür. Bundan böyle de o, iman ve ilmi mezcedip kendi dünyasini kuracagi ana kadar ayni sekilde devam edecektir. Insanoglu için gerçek hayat, ilim ve irfanla kabil olacagindan, ögrenip ögretmeyi ihmal edenler, hayatta dahi olsalar ölü sayilirlar. Zira, insanin yaratilisinin gayesi, görüp bilmek ve ögrendiklerini baskalarina bildirmekten ibarettir. Iyi bir mektep, fertte fazilet duygularini inkisaf ettiren, müdavimlerine ruh yüceligi kazandiran melekler otagidir. Iyi olmak kolaydir, zor olan adil olmaktir. Iyiler asla düsman olmazlar. Iyileri iyilikleri ile alkisla; inanmis gönüllere mürüvvetli ol, münkirlere öyle yumusak yanas ki; kinleri, nefretleri eriyip gitsin ve sen soluklarinda daima Mesih ol..! Iyilik bilmeyen, kötülükten sakinmayan kimse, yasarken ölmüs demektir. Iyiliklerin en güzeli kisinin babasinin sevdikleri ile ilgisini kesmemesidir. Kadin yalniz gözle seçilmez. Onu gözünden çok kulaginla seç. Kadinlari, susmak kadar rahatsiz eden bir sey yoktur. Kafa-kalp izdivacina yükselmis hakikat erleri, korku ve küskünlükten vazgeçip, esya ve hadiselerin Içine girecekleri ana kadar, ilim de, ilmin semereleri de insanlik için zararli olmaya devam edecektir. Kötü huy, kirilmis çömlek parçalarina benzer. Ne yapisir ne tekrar çamur olur. Kötüler birlestigi zaman, iyiler de bir araya gelmelidirler; yoksa, teker teker giderler. Kusurlarinizi size söyleyebilecek arkadaslar bulun. Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet de zalimdir. Maarif, milli duygu ve düsüncenin havarisi ve koruyucusu oldugu sürece, takdire layik en mübeccel bir müessesedir. Sapik ve çarpik ideolojilere yüz verdigi müddetçe de, haramilerden daha harami ve mücrimlerden daha mücrimdir. Mabet bazen, en derin ve en mahrem fisiltilariyla içlerimize insirah salar ve ruhlarimizdaki ihtiyaçlari, arzulari, hülyalari bir bir tatmin eder, herkesin his ve dünyasina göre mutlaka ona bir seyler anlatir ve dikkatini çeker. Mabetler en dahiyane ellerden çikmis resimler gibi öyle hislerle, manalarla taskin mübarek mekanlardir ki, insan muhtevalariyla onlari seyredebilse kendini rüya ve hülya ülkesinin büyülü koridorlarinda tenezzühe hazirlaniyormus gibi görür. Mazeret bulmayi iyi basaran kisinin, baska bir seyi iyi basardigi pek görülmez. Medeniyet ve kültür ne kadar alemsümul hüviyet kazanirsa kazansi, bagrinda yetistigi milletin ruh haletini temsil etmelidir. Bu itibarla da onu, hazir bir elbise gibi görmekten daha ziyade, dikilmemis bir kumas olarak kabul etmeliyiz. Her milletin kendi kametine göre kesip biçecegi fakat mutlaka kendi bünyesine uyduracagi bir kumas. Mert bir düsman, tirmiklayan bir dosttan daha iyidir. Mezardakilerin pisman olduklari seyler için dünyadakiler birbirini kirip geçirmektedirler. Muallim, elindeki irfan adesesiyle esya ve hadiseleri tanima yolunda ise; kitap, nesrettigi nurlarla "elektro mikroskop" ve X isinlari vazifesini görüyorsa; mektep bu israrli cümbüse labaratuvarlik yapiyorsa, muallim mutlu, mektep aydin ve o mektebin talebeleri de bir kisim meleklerdir. Muallimin fert üzerinde tesiri, anne, baba ve cemiyetin tesirinden kat kat üstündür. Aslin da, anneyi de, babayi da, hatta cemiyeti de yoguran odur. Ne aradigini bilmeyen buldugunu anlayamaz. Ne kadar hazin bir çagda yasiyoruz! Bir önyargiyi ortadan kaldirmak, bir atomu parçalamaktan çok daha zor. Ne var ise alemde, Ademdedir ademde. Neden iki kulagimiza karsilik bir dilimiz var??? Çok dinleyip, az konusalim diye. Nice günesli, çimenli, çiçekli piril piril yollar vardir ki, gider öldüren çöllere ulasir. Ve nice dikenli sarp patikalar da vardir ki, gider siratin Cennet yakasiyla kavsaklanir. Nimetler ürkektir. Onlari SÜKÜR ile baglayin Ok gibi dogru olsam, yabana atarlar beni Yay gibi egri olsam, elde tutarlar beni Dogruda aç görmedim, egride hiç tok Egri yay elde kalir, menzil alir dogru ok Oksijen ve hidrojen, belli nispetleriyle terkibe girince, en hayati bir unsuru meydana getirirler. Nispet bozuldugu ve ayri ayri kaldiklari anda ise, yanici ve yakici hüviyetlerine dönerler. Ölmek felaket degildir. Asil felaket, öldükten sonra basina gelecekleri bilmemektir. Ölümü unutma, ona karsi hiçbir silah yoktur. Ölüm, pusudan çikar gibi bir gün ansizin karsina çikar. Saadete ermek için, insana dogruluk lazimdir; insanlik, dogrulugun adidir. Inan, insan nadir degildir, insanlik nadirdir... Insan az degil, insanlik azdir. Sabir, yücelme ve fazilete ermenin mühim bir esasi ve iradenin zaferidir. Sabir; yüzü eksitmeden aciyi yudum yudum içine sindirmektir. Sadece görüp öyle yapan, bilip yapan kadar muvaffak olamadigi gibi, bilip yapan da vicdaninda duyup yapan kadar muvaffak olamaz. Senin için yalan söyleyen sana da yalan söyler. Sizler, idarecisinin zulmünden kaçana asi diyorsunuz; oysa gerçek asi o degil, zalim idarecidir. Söz erleri semavi bülbüllerdir. Onlarin dilleri, dostlarin sinelerinin insirahi, düsmanlarinda korkulu rüyalaridir. Bunlarin dillerinden dökülen söz süngüleri, muhariplerin kiliçlarindan daha keskin, mizraklarindan daha ürperticidir. Suyu düsünmek susuzlugu gidermedigi, odunu düsünmek de isitma yapmadigi gibi, sadece istemek de insani gayesine ulastirmaz. Sürekli arkaniza bakarsaniz önünüzde duranlar hakkinda karar veremezsiniz. Surasi muhakkak ki, hiçbir zaman degismeyen ve durmadan derslerini tekrar eden en büyük mürsit ve en dogru üstat hayattir. Sükrün esasi, nimetin sahibini bilmek, bunu kalp ile kabul etmek ve dil ile söylemektir. Tabiat kanunlari, Yaraticinin nurlu ve hikmet dolu bir kitabi olarak, her zaman basvurulmasi iktiza eden bir ibret dershanesidir. Kendini idrak etmis, ruhu ile bütünlesmis gönüller, bu dershanede hilkatin göz kamastirici güzellik ve inceliklerini, taklit edilmeye sayeste kanunlarini ibretle mütalaa ve tetkikten zevk alirlar. Talebelerine ögrenme arzusu asilamayan bir ögretmen, soguk demiri dögen bir demirci gibidir. Tefekkürde müflis, ruh da zelil ve sefil bati; ne derdimizi teshis edecek, ne de getirecegi tedavi ile bizi ölüm döseginden kaldirabilecektir. Kaldi ki o, hep, eski aliskanliklari içinde, içtimai meseleleri, iktisadi ve siyasi platformda ele almis ve bir türlü bunun disina çikamamistir. Terbiye; insanin, hayvani temayülleri dolayisiyla gayesinden, insanligindan ayrilmasina mani olur. Hareket ve faaliyetlerinin hududunu tayin ederek basibos birakilmamasini ve yozlasmamasini saglar. Toplumlar, yabancilasmayi sezecek ve içlerine sizma istidadinda olan zararlilara karsi parola soracak kadar basiretli olduklari devirlerde, kendilerini korumus ve müesseselerinin tahribine meydan vermemislerdir. Topraktan gelen insanin, toprak üstünde böbürlenip kibirlenmesi münasip olmaz. Tuzu ekmegi bol tut, baskalarina da ikram et. Bir kimsenin ayibini görürsen; açma, üstünü ört! Yabancilasma, milletlerin kaynayip birbirine karismasi ve birbirleriyle içli disli olmasiyla baslar. Düsünce ve kültür alis verisleriyle derinlesir ve kök salar. Bu itibarla da o, hem galiplerden magluplara, hem de magluplardan galiplere geçme istidadinda olan bir hastaliktir. Yalanin revaç buldugu, meydanlarin onunla dolup-tastigi zaman hakikatin dili koparilmis sayilir. Yalniz issiz olanlar degil, daha iyi isler yapabilecek olanlar da basibostur. Yapilani yeter bulmamak bir insanin veya ulusun ileri gitmesinde atilan ilk adimdir. Yarasalar, isigi arzu edip istemedikleri gibi, dinsizler dini, cahiller ilmi, ahlaksizlar ahlaki prensipleri, namus bilmeyenlerde namusu istemezler. Yasama zevki, insani yüceltecek duygular üzerine oturmus bir dev, azim ve iradenin basina indirilmis bir balyozdur. Yasamak, görüp bilmek, yiyip içmek degildir. O, duyup hissetmektir. Yaslan, ama paslanma! Yenilmesi gereken ilk düsmanliklar, öfke ile ümitsizliktir Yerinde kullanilan merhamet, bir âb-i hayat, bir iksir ise, onun su-i istimal edilmesi de, bir zehir, bir zakkumdur. Ve, asil olan da, iste bu terkibi kavramaktir. Yumusaklik, vakar ve sükunettir. Sinirlenmek ise kabaliga yol açar

 
  Heute waren schon 4 ziyaretçi (5 klik) hier!  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden